Haberler
27 Nisan 2016Kanuni Sultan Süleyman'ın Kayıp Mezarı Tarihçiler Tarafından Değerlendirildi
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) Başkanı Dr. Serdar Çam, 2013'ten bu yana Zigetvar'da yapılan kazı çalışmalarında Macaristan'daki en büyük Osmanlı yerleşkesinin bulunduğu noktasında yeni bulgular ortaya konulduğunu belirterek, "Hamam, palankanın içinde yer alması gereken kışla, cami ve dergahın bulunduğu mekan ortaya çıktı. Oradaki türbe kalıntılarından birinin de Kanuni Sultan Süleyman'ın vefat ettiğinde iç organlarının defnedildiği yer olduğuna dair bulgular panelde bilim adamları tarafından tartışılacak." dedi.
TİKA'nın öncülüğünde Kanuni Sultan Süleyman'ın kayıp mezarının araştırılması projesi kapsamında "Zigetvar Kanuni Sultan Süleyman'ın Kayıp Mezarının Araştırılması Bilimsel Değerlendirme Paneli" düzenlendi. Zigetvar’da kazı çalışmalarını yürüten Türk ve Macar heyetlerinin kazı sonuçları ile ilgili sunumlarının ardından, gelinen aşama düzenlenen panelde değerlendirildi. Ahmet Yeşiltepe’nin moderatörlüğünde gerçekleştirilen panele konuşmacı olarak Prof. Dr. İlber Ortaylı, Prof. Dr. Erhan Afyoncu, Prof. Dr. Feridun Emecen, Prof. Dr. Janos Hovari, Prof. Dr. Nurhan Atasoy ve Prof. Dr. Zsolt Vishy katıldı.
Toplantıya Türkiye ile Balkanlar ve Doğu Avrupa’nın 11 farklı ülkesinden yaklaşık 100 bilim insanı da katılımcı olarak iştirak etti.
TİKA’nın desteklediği Kanuni Sultan Süleyman’ın Kayıp Mezarının Araştırılması Projesi; Zigetvar kalesinin fethi sırasında vefat eden Kanuni Sultan Süleyman’ın kayıp mezarının ve içinde bulunduğu “Palanka” ile ek yapılarının bulunarak gün yüzüne çıkartılması aracılığıyla tarih sahnesindeki kayıp bir kilit taşının yerine konulmasına vesile olunması amacıyla başlatıldı.
Mahallinde tespit, tarihi ve coğrafi araştırmalar, jeofizik tarama ve arkeolojik kazı çalışmalarını içeren projenin tamamlanmasıyla; Kanuni Sultan Süleyman'ın kaybolan mezarı olduğuna ilişkin çeşitli buluntular veren yapının yanı sıra cami, derviş tekkesi ve kışla gibi diğer unsurları da içeren Osmanlı yerleşiminin gün yüzüne çıkarılması hedefleniyor.
Söz konusu yerleşimin gün yüzüne çıkarılması ile sadece Osmanlı'nın muhteşem yüzyılının mimarı Kanuni Sultan Süleyman'ın yüzyıllardır kayıp mezarının keşfi değil, aynı zamanda Zigetvar Savaşı ve sonrasındaki döneme ait birçok tarihi bilgiye erişimi de mümkün kılan insanlığın ortak tarihi hâzinesi de ortaya çıkarılacak.
Panelin açılışında konuşan TİKA Başkanı Dr. Serdar Çam, 52 ülkede ofisi olan TİKA'nın 150 ülkede proje geliştirdiğini söyledi.
Kültürel varlıkların korunması ile yurt dışındaki kültür varlıklarının, dünya mirasına ait olduğunu düşüncesiyle yaşatılması için çalıştıklarını vurgulayan Çam, dost olunan coğrafyadan gelen taleplere katkı vermeye çalıştıklarını, sadece Osmanlı ve Türklere ait eserleri restore eden kuruluş olarak algılanmak istemediklerini, son dönemde Bosna-Hersek'te ve Lübnan'da kilise restore edildiğini anlattı.
Macaristan'da 2013'te Kanuni Sultan Süleyman'ın iç organlarının gömüldüğü mezarın bulunması için başlatılan çalışmalarda belirli bir aşamaya gelindiğini belirten Çam, son kazı çalışmalarıyla Üzüm Tepesi’nde ortaya çıkan Osmanlı yerleşkesinin bulunmasının gurur verici olduğunu kaydetti.
Kazı çalışmaları sonucunda aralıkta Budapeşte'de Kanuni'nin türbesinin bulunduğuna ilişkin açıklama yapıldığını anımsatan Çam, şu bilgileri verdi:
"Bu süreç 2012'de Ankara'da bir protokolle başladı. Cumhurbaşkanımız Başbakan iken Macaristan Başbakanı ile yaptığı anlaşma çerçevesinde bu süreci başlattık. Doç. Dr. Rap Norbert'in başkanlığında kazı heyeti oluşturuldu ve TİKA destekledi. Süreç adım adım devam ediyor. Macaristan'daki en büyük Osmanlı yerleşkesinin kesinlikle bulunduğu noktasında bulgular ortaya kondu. Hamam, palankanın içinde yer alması gereken kışla, cami ve dergahın bulunduğu mekan ortaya çıktı. Kuvvetle muhtemeldir ki, oradaki türbe kalıntılarından biri de Kanuni Sultan Süleyman'ın vefat ettiğinde iç organlarının defnedildiği yer olabilir.."
Çam, bölgedeki Gülbaba ve İdrisbaba türbeleri, Osmanlı çeşmesi, Zigetvar kalesindeki cami ile Türk evi, hamamların restorasyonuna ilişkin çalışmaların da yürütüldüğünü ifade ederek, Gülbaba Türbesi restorasyonunun ihalesinin yapılmak üzere olduğunu, sürecin Macar hükümetince sürdürüldüğünü aktardı.
Türkiye'nin de TİKA aracılığıyla finansman desteği verdiğini anlatan Çam, "Bu eylül ayında Kanuni'nin ölümün 450. yıl dönümü. Anma törenleri yapılacak. O zamana kadar TİKA olarak hazırlıkları tamamlamaya çalışıyoruz." diye konuştu.
Serdar Çam, Macaristan'daki çalışmaların kültürel varlıklarının korunmasının yanında ikili ilişkilerin gelişmesine de katkılar sağladığını vurgulayarak, restorasyon neticesinde sadece kültürel varlıkların korunmadığını, aynı zamanda turizmin gelişmesine katkı sağlandığını, bölgeye başta Türkiye'den olmak üzere değişik ülkelerden turist akınının yaşanacağını anlattı.
"Hedefimiz Kanuni'nin türbesini bulmaktı"
Macaristan adına kazı çalışmalarına başkanlık eden Prof. Dr. Norbert Pap, Üzüm tepesi’nde yürütülen kazılarda bulunan ve define çukuru olarak adlandırılan çukurun Kanuni’nin kayıp mezarının burada olduğu iddiasını güçlendirdiğini ifade etti. Kazı çalışmalarının Türkiye Proje Ekip Başkanı Prof. Dr. Ali Uzay Peker de Zigetvar'daki kazıda kare planlı bir yapının ortaya çıktığını belirterek, şunları kaydetti:
"Kanuni'nin türbesi olma ihtimalini güçlendiren veriler, kanıtlar var. Yapının türbe olduğunu iyice ortaya çıkarmak için 16 Mayıs'ta kazılar tekrar başlayacak. Hedefimiz; Kanuni’nin türbesini bulmaktı. Tamamen ortadan kalkmıştı. Buranın bir palankanın içinde bulunduğunu, Osmanlı yerleşkesinde olduğunu unutuyoruz. Kazı, bizi Macaristan'da Osmanlı yerleşkesinin ortaya çıkartılmasına götürdü. Bu gerçekten önemli bir keşif olacak. Çok yönlü bir proje."
Peker, palankanın kapsadığı arazideki çalışmaları büyütebilecek imkanlara sahip olduklarını, arazinin ek kısımlarının mal sahiplerinden kiralandığını, yan taraftaki cami, tekke ve kışlanın olduğu bölgeye kadar ilerleneceğini, bulguların yüzeyden çok derinde olmadığını söyledi.
Kanuni Sultan Süleyman'ın ölüm yıl dönümü törenlerine kadar arazinin büyük übir bölümünü ortaya çıkartmak istediklerini dile getiren Peker, çalışmalara Macaristan hükümeti ve TİKA tarafından verilen desteğin önemine işaret etti.
Ali Uzay Peker, Osmanlı kaynaklarında tarif edilen otağın olduğu yerle Evliya Çelebi'nin Kanuni'nin türbesinin bulunduğunu belirttiği yerin şu anki kazı alanıyla örtüştüğünü belirtti.
Türbenin kalenin içinde olduğuna dair yazılı belge bulunmadığını dile getiren Peker, "Kazıda çıkarılan malzemeler Osmanlı'ya ait. Burada bir Osmanlı yapısıyla karşı karşıyayız. Duvarın kalınlığı da burada bir türbe olduğunu gösteriyor. O döneme ait motifler var." dedi.
Tarihçiler Osmanlı yerleşkesinin bulunduğu konusunda hem fikir
Türkiye ile Balkanlar ve Doğu Avrupa'nın 11 farklı ülkesinden yaklaşık 100 bilim insanın katıldığı panelde, Prof. Dr. İlber Ortaylı, Prof. Dr. Erhan Afyoncu, Prof. Dr. Nurhan Atasoy ile Macaristan'dan katılan Prof. Dr. Janos Hovari ve Prof. Dr. Zsolt Vishy, kazı çalışmalarından elde edilen verileri değerlendirdi.
Panelde konuşan tarihçi Prof. Dr. Feridun Emecen, heyet olarak kazı yapılan alana gittiklerini belirterek, bölgenin bir yerleşim yeri olduğunu söyledi. Emecen, o bölgede Osmanlı kasabası olmasının Sokullu Mehmet Paşa'nın vakfiyesinde de görüldüğünü ifade etti.
TİKA ile birlikte bu tür çalışmaların yapılmasının Türk İslam arkeolojisi açısından önemine değinen Prof. Dr. Erhan Afyoncu; Macar tarihçilerin kazılara başlarken türbenin Üüzm Tepesi’nde olduğuna dair bir ön kabulle hareket ettiklerini, türbenin Türbek Kilisesi’nin altında olabileceği iddiasının da araştırılması gerektiğini ifade etti.
Macar Bilim Adamı Prof. Dr. Zsolt Vishy ise “Kilisede daha önce yapılan çalışmalar türbenin orada iolmadığına işaret ediyor” dedi.
Sanat Tarihçisi Prof. Dr. Nurhan Atasoy, sultanların sarayda vefat etseler dahi bir çadır kurularak yıkandıklarına işaret ederek, Kanuni’nin iç organlarının defnedildiği yerin Otağ-ı Hümayun’un kurulduğu yer olabileceğini belirtti. Prof. Dr. Atasoy, kazı çalışmalarının sonuçlarını görünce, “Kazı çalışmalarının sonuçlarını görünce mezarın Üzümtepesi’nde olduğuna ikna oldum” şeklinde konuştu.
Panelin dikkat çekici isimlerinden Prof. Dr. İlber Ortaylı, Kanuninin kayıp mezarı ile ilgili tüm iddiaların bilimsel şekilde ele alınması gerektiğini belirterek, “Türbenin üzerine kilise inşa edilmiş olabilir, önyargıyla olmaz demeden, araştırmak lazım” dedi. Prof. Dr. Ortaylı, Üzüm Tepesi’nde Osmanlı yerleşkesinin ortaya çıkarılmasının dahi çok önemli bir keşif olduğunu ifade etti.
Sonraki Haber
TİKA’dan Afganistan’da Görev Yapan Mehmetçiğe Misafirhane
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) Afgan Ordusunun kapasitesinin geliştirilmesi kapsamında çok sayıda Türk subayının da danışmanlık yaptığı Afganistan Savunma Bakanlığına bağlı Milli Savunma Üniversitesi bahçesinde Mehmetçiğin barınma ihtiyacını karşılamak için 84 kişi konaklama kapasiteli...