Haberler
21 Ağustos 2014Etiyopya'da Osmanlı İzleri
Bir dönem Osmanlı yönetiminde kalan Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı’nın Osmanlı konsolosluk binası ve bazı tarihi eserleri restore etmeye başladığı Etiyopya’nın Harar kentinde, Türk kökenli aileler de geçmişlerini unutmuyor.
Faaliyet gösterdiği ülkelerde önemli projelere imza atan TİKA faaliyetlerine devam ediyor. Bu çerçevede TİKA’nın Osmanlı konsolosluk binası ve bazı tarihi eserleri restore etmeye başladığı Etiyopya’nın Harar kentinde Türk kökenli aileler de geçmişlerini unutmuyor.
Etiyopya’da kahvenin başkenti olarak bilinen Harar kentinde, Osmanlı Devleti’nin izleri dikkati çekiyor. Mısır’ın fethinden sonra önce Sudan ardından da Eritre, Cibuti ve Etiyopya’ya ulaşan Osmanlı’nın Harar’ın surlarında ve eski yapılarındaki bakiyesi hemen göze çarpıyor. Mimarideki tarihi izlerin yanı sıra Osmanlı’nın bölgeye yerleştirdiği Türklerin torunlarına da Harar sokaklarında rahatlıkla rastlanabiliyor.
Tarihçilere göre, Osmanlı’nın Harar’la ilk teması, 16. yüzyıla dayanıyor. Osmanlı Devleti, 1554 ile 1555 yıllarında Doğu Afrika – Hindistan arasındaki deniz yolunda hakimiyet kurma çabasına girerken diğer taraftan da Harar’da zorda kalan Müslümanlar için bölgeye askeri güç gönderdi.
Mısır Hidivi İsmail Paşa’nın 1874 yılında Harar’ı almasıyla da bölge Osmanlı yönetimiyle tanıştı. Harar’da bu nedenle çok sayıda Türk kökenli aile bulunuyor. Türk olduklarını dedeleri ve babalarından öğrenen bu aileler, bu bilgiyi çocuklarına ve torunlarına da aktarıyor.
TİKA, Türkiye’yi gezdirdi
Harar’da bulunan tarihi Osmanlı Konsolosluğu binasının ardından ve Türk izlerini bugünlere taşıyan diğer eserleri onarmaya çalışan TİKA, geçen yıl bölgede yaşayan Türk kökenli aileler için Türkiye gezisi düzenlemişti. Söz konusu programda Etiyopyalı yetkililerle Türkiye’yi ziyaret eden Hararlı aileler, ana vatanlarını görme fırsatı buldu.
Türkiye ziyaretinin çok duygulu geçtiğini ifade eden Bedriye Ahmet, yaptığı açıklamada, “Türkiye’ye gidince cennete kavuşmuş gibi oldum. 80 yaşında vatanımı görmeye gittim. Çok mutlu oldum. Bize bu imkanı sağlayan Türkiye’ye ve TİKA’ya çok teşekkür ediyorum. Büyük bir mutluluktu” dedi.
Türk olduğunu dedesi ve babasından öğrendiğini belirten Ahmet, “Babam bizlere kızınca Habeşçeyi unutur Türkçe konuşurdu. Ve bize Türk olduğumuzu söyledi. Biz de bu durumu kendi çocuk ve torunlarımıza, asıllarını unutmamaları için aktarıyoruz” diye konuştu.
Yahya Abdulsettar Yusuf Ali Giritli de Türk kökenli olduğunu diğer aileler gibi babasından öğrenmiş. Sadece atalarının Girit adasından İstanbul’a oradan da Harar’a geldiğini biliyor. Giritli’nin evinde Osmanlı tuğrasının bulunduğu çini tabak da duvarın en üst köşesinde asılı duruyor.
Geçen yıl Türkiye’ye giderek, atalarının geldiği vatanı görme fırsatı yaşadığını aktaran Giritli, “Türkiye’ye gidince müthiş bir mutluluk yaşadım. Geziden sonra, burada faaliyet gösteren Türk şirketlerinde çalışan Türkler ve buradaki Kur’an Kursunun Türk hocalarıyla haftada en az bir kez toplanıp sohbet ediyoruz. Türkçe tek bildiğim kelime ise ’Teşekkür ederim.’ Bizleri yıllar sonra bularak Türkiye’ye götüren Türk yetkililere müteşekkiriz” dedi.
Türk asıllı Muhammed Yahya Paşa ise dedesinin fotoğrafını göstererek, dedelerinin İstanbul’dan geldiği bilgisini, çocuklarına da Türk olduklarını unutmamaları için aktardığını kaydetti. Paşa, bildiği Türkçe kelimeleri ise “Hoş geldiniz, hoş bulduk, Türk kahvesi ve şekerli çay” diye sıraladı. Yıllar sonra Türkiye’ye gitmenin heyecanını halen taşıdığını vurgulayan Paşa, “Gezi benim için bir rüya gibiydi” diye konuştu.
Sonraki Haber
Azerbaycan'da Arıcılığın Geliştirilmesine ve Yaygınlaştırılmasına Yönelik Destek Devam Ediyor
Azerbaycan’da arıcılığın geliştirilmesine ve yönelik Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı tarafından sağlanan destek çalışmalarına 2014 yılı içerisinde de devam ediliyor. Azerbaycan’ın batı bölgelerinde hayata geçirilmekte olan “Çiçekli Hat” Azerbaycan’da Arıcılığın Geliştirilmesi Projesi kapsamında, Gence...