Haberler
28 Temmuz 2016TİKA Başkanı Dr. Serdar Çam: "Türkiye; Mısır, Irak veya Suriye olmayacak"
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) Başkanı Dr. Serdar Çam, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Türkiye dışındaki yapılanmalarına yönelik mücadele hakkında, "TİKA'nın çalışma ofislerinin bulunduğu bölgelerde, bu yapının etkin oldukları ülkelerde, bu terör örgütünün ne kadar tehlikeli olduğunu, sadece Türkiye'yi tehdit etmediğini ve o ülkedeki okullarıyla, sözde sosyal ve yardım faaliyetleriyle, kullandıkları enstrümanlarla yaptıkları alçakça çalışmaları sürekli anlatan çalışmalar yapıyoruz." dedi.
TİKA Başkanı Dr. Serdar Çam, FETÖ'nün darbe girişimi ve bu yapılanmaya karşı TİKA'da yürütülen çalışmalara yönelik AA muhabirine açıklama yaptı. 15 Temmuz'un tüm millet için çok acı bir gece ve devletin kalbine saplanan bir hançer olduğunu dile getiren Çam, darbe girişimi esnasında hiçbir savaşta bile bombalanmayan parlamentoda bulunduğunu o gece milletin iradesini temsil eden TBMM'nin çok büyük cesaret sergilediğini belirtti. Millet aklının devlet aklının önüne geçtiğini vurgulayan Çam, "Milletin iradesi, feraseti ve cesareti, devlet mekanizmasının önüne geçti." diye konuştu. Dünyaya entegre olan ve dünya markası haline gelen Türkiye'de darbe olacağının hiç aklına gelmediğini söyleyen Çam, "Çok onur kırıcı bir şey. Yurt dışına gittiğimizde, örneğin Burkina Faso'da ihtilal ve çatışma olurdu. Biz de 'Afrika'da bazı şeyler oluyor. Parlamentolarını bile koruyamıyorlar' derdik. Şimdi ben bu adamlara ne anlatacağım. Dünyada ufku olan, meselelere global çözüm üreten bir ülkenin mekanizması içerisinde bir grup terörist, DAEŞ kafalı organizasyon tüm devleti kontrol altına alacağını zannederek korkunç bir katliam yaptı. Onun için insanın aklına gelmesi mümkün değil." ifadelerini kullandı.
"3 yıl boyunca bu temizliği yaptık"
Geniş bir coğrafyada faaliyet gösteren TİKA'nın 53 ülkede ofisinin bulunduğunu hatırlatan Çam, kurum olarak bu yapıyla mücadelelerine 17-25 Aralık sürecinde başlattıklarını anlattı. Çam, şöyle devam etti: "O dönem idari kadroda bazı değişimler yaptık, yönetici kadroların yarısından fazlasını değiştirdik. Özellikle yerel personeller noktasında önemli çalışmalara gittik. Yerel personel derken o ülkenin vatandaşlarını kastediyorum. 3 yıl boyunca, bu yapının içerisinde bulunan, okullarında okuyan terör örgütü ile irtibatta olanların tamamını çıkartılması noktasında bir çalışma yaptık. 17-25 Aralık'tan sonra 50'ye yakın personelin bir kısmının kurumla ilişiğini kestik, bir kısmını da pasif görevlere alarak etkisizleştirdik. Darbe girişimin ardından bu yapıyla mücadelemizde ek tedbirlerimiz devam ediyor. TİKA, diğer bazı kurumlar gibi sayı olarak fazla personele sahip değil. Ancak bu yapıyla mücadelemiz devam ediyor. Türkiye'nin bir ASALA sorunu vardı. O bitti, PKK çıktı, DAEŞ veya FETÖ çıkıyor. FETÖ ile mücadele ettikten sonra METÖ çıkar. Bunun için başarı gidişatı durdurulamayan Türkiye'ye karşı rakiplerince çeşitli sinsi oyunlar devam edecektir. Devlet kendisini koruyabilecek şekilde bu süreci iyi okuyarak tedbirler almaya devam ediyor. Türkiye; Mısır, Irak veya Suriye olmayacak. Onların hayal ettiği gibi olmayacak. Liderimiz, Cumhurbaşkanımıza bir şey olmayacak inşallah. Muhalefetiyle, parlamentosuyla, Cumhurbaşkanı ile tek vücut olduk. Türkiye, ordu içerisine yıllarca sızan uru anlamış durumda, radikal şekilde büyük bir temizlikle yeni bir dönem başlayacak."
"Sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yapıyoruz"
Personeli görevden almanın yeterli olmadığını, bu yapıyla her yönüyle mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayan Çam, "Bu kapsamda, TİKA'nın çalışma ofislerinin bulunduğu bölgelerde, bu yapının etkin oldukları ülkelerde, bu terör örgütünün ne kadar tehlikeli olduğunu, sadece Türkiye'yi tehdit etmediğini ve o ülkedeki okullarıyla, sözde sosyal ve yardım faaliyetleriyle, kullandıkları enstrümanlarla yaptıkları alçakça çalışmaları sürekli anlatan çalışmalar yapıyoruz." değerlendirmesinde bulundu. FETÖ ile mücadele çalışmaları nedeniyle birçok ülkede TİKA ve Türkiye aleyhine iftira kampanyaları yapıldığını anlatan Çam, buna karşılık, bu yapının okullarının bulunduğu ülkelerdeki etkinliğini azaltmak amacıyla sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yaptıklarını ifade etti. Dr. Serdar Çam, bu ülkelerdeki yetkililer tarafından "Söz konusu okulları kapatamıyoruz çünkü alternatifimiz yok" gibi şikayetlerin gelmesi üzerine TİKA olarak devlet okullarının altyapılarının güçlendirilmesi, Milli Eğitim Bakanlığı'ndan öğretmen desteği gibi alternatif arayış içine girdiklerinin altını çizdi.
Batı medyasının tutumu
Batı medyasının darbe girişimi sonrasındaki yayınları hakkında ise Çam, Batı medyasının ikiyüzlü tutumunun Gezi Parkı olayları ve 17-25 Aralık sürecinde de görüldüğünü, bu darbe girişiminin ardından da bu tavrı görmenin kendilerini şaşırtmadığını söyledi. Batı medyasının kendisine yakışanı yaptığını belirten Çam, "Onlar kendi üzerine, biz de kendi üzerimize düşeni yaparak doğruyu anlatmaya çalışacağız. Ama şunu da biliyoruz ki ne kadar anlatırsak anlatalım Batı'daki bir kısım medya Türkiye lehine haber yapmayacaktır. Onun için soğukkanlı davranmak gerekir." ifadelerini kullandı. TİKA Başkanı Çam, yabancı medyayı doğru bilgilendirmek gerektiğini kaydederek, 17-25 Aralık sürecinden sonra yabancı medya mensuplarına yönelik verdikleri eğitimlerin ardından Türkiye lehine yazılar bile yayınlandığına dikkati çekti.
Sonraki Haber
TİKA Afganistan’da Öğretmenlere Yönelik Kapasite Arttırma Programına Devam Ediyor
Afganistan Eğitim Bakanlığı ve Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) işbirliği ile 1575 öğretmene yönelik düzenlenen Kapasite Arttırma Programı kapsamında, 8 program sonucunda 1001 matematik öğretmeni ve 128 kimya öğretmeni sertifikalarını aldılar. Afganistan'ın başkenti...