Haberler

28 Haziran 2019

Ürdün’de "İstanbul'dan Hicaz'a: Belgelerle Hicaz Demiryolları" Sergisi

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ve Yunus Emre Enstitüsü (YEE) işbirliği ile "İstanbul'dan Hicaz'a: Belgelerle Hicaz Demiryolları" Sergi ve Konferansı Ürdün Kraliyet Ailesi mensupları, diplomatik temsilciler ve Ürdün halkının yoğun katılımıyla Darat al-Funun’da gerçekleştirildi.

Başkent Amman’da TİKA ve YEE işbirliği ile düzenlenen etkinliğin açılışı 24 Haziran’da “Hicaz Demiryolu’nun Önemi” konulu konferans ile gerçekleştirildi. Prof. Dr. Azmi Özcan’ın konuşmacı olarak katıldığı konferansın açılış konuşması T.C. Amman Büyükelçisi Murat Karagöz tarafından yapıldı. Hicaz Demiryolu’nun Ortadoğu halklarının ortak mirası olduğunu vurgulayan Büyükelçi Karagöz, TİKA tarafından Amman Tren İstasyonu’nda restorasyon çalışmalarının yürütüldüğünü ve Hicaz Demiryolu’nun tarihinin anlatılacağı müzenin inşasına devam edildiğini sözlerine ekledi.

Etkinlik kapsamında Osmanlı Arşivlerinden günümüze ulaşan 100’ün üzerinde belge ve fotoğraf sergilendi. Sergide Hicaz Demiryolu’nun yapımı için II. Abdülhamid tarafından başlatılan bağış kampanyasına Osmanlı toprakları içinden ve dışından destek verenlere dair belgeler, telgraf örnekleri, resmi yazışmalar, tarihi haritalar ve fotoğraflar yer aldı.

Etkinliğe Ürdün Kraliyet Ailesi mesnuplarından Prens Asem Bin Nayef ve Prens Ali Bin Nayef’in yanı sıra Ürdün’de görev yapmakta olan diplomatik temsilciler ile Türk ve Ürdünlü misafirler katıldı.

"İstanbul'dan Hicaz'a: Belgelerle Hicaz Demiryolları" sergisinin Başkent Amman’dan sonra Hicaz Demiryolu İstasyonlarına ev sahipliği yapan Ürdün’ün tarihi ve kültürel öneme sahip şehirlerinde de ziyaretçilerin hizmetine sunulması planlanıyor.

Hicaz Demiryolu’nun Tarihi

Sultan II. Abdülhamid Han’ın hakkında “Benim eski rüyamdır.” dediği Hicaz Demiryolu, 1900-1908 yılları arasında Şam ile Medine arasında inşa edildi. Şam’dan Medine’ye doğru inşasına başlanan hat, 1903 yılında Amman’a, 1904’te Maan’a, 1906’da Medayin-i Salih’e ve 1908’de Medine’ye ulaştı. Demiryolunun inşaatı aşırı sıcak, kuraklık, su sıkıntısı ve kötü arazi şartlarının getirdiği tabii zorluklarla rağmen kısa kabul edilebilecek bir sürede tamamlandı. Döneminin en önemli projelerinden biri olan Hicaz Demiryolu, Dünya’nın farklı coğrafyalarında yaşayan Müslümanlar tarafından Osmanlı’ya ulaştırılan bağışlarla gerçekleştirildi ve Müslümanların birliğini simgeleyen bir eser haline dönüştü. Demiryolunun finansmanı 1/3’ü bağışlardan, 2/3’ü diğer gelirlerden sağlandı.

Demiryolu, Osmanlı İmparatorluğu için önemli askerî, siyasî, iktisadî ve toplumsal sonuçlar doğurdu. Hattın hizmete açılması ile Suriye’den Medine’ye yaklaşık kırk, Mekke’ye elli gün süren uzun ve tehlikeli hac yolculuğu dört beş güne indi.

Sonraki Haber

TİKA’dan Afrikalı Genç Girişimcilere Destek

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının (TİKA) desteğiyle Tunus’ta Afrika ülkelerinden genç girişimcileri uluslararası yatırımcılar, sivil toplum ve hükümet yetkilileriyle bir araya getiren Afrika  Startup Zirvesi düzenlendi. İki gün süren etkinlik çerçevesinde, 25 farklı Afrika...