Haberler
17 Ağustos 2012"osmanlı Eserleri Tarihi Geçmişin Kosova'daki Tapularıdır"
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, 10 Ağustos 2012 tarihinde Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) tarafından restorayonu yapılan tarihi eserlerin tanıtım toplantısına katılmak üzere Kosova Cumhuriyeti’ne resmi ziyaret gerçekleştirdi.
Bozdağ, Kosova ziyareti sırasında Kosova Cumhurbaşkanı Atifete Jahjaga ve Başbakan Haşim Taçi ile gürüştü. Başbakan Yardımcısı daha sonra TİKA tarafından Kosova’da yapılan restorasyon projeleri tanıtım toplantısına katıldı. Daha sonra Kosova İslam Birliği Başkanı Naim Tırnava, Kamu Yönetimi Bakanı Mahir Yağcılar ve Sağlık Bakanı Ferid Agani ile görüşen Başbakan Yardımcısı TİKA tarafından Kosova Sağlık Bakanlığı’na hibe edilen ambulansların anahtar teslim törenine katıldı. Başbakan Yardımcısı ve beraberindeki heyetin programında son olarak Gazi Mestan Türbesinin açılışı vardı. TİKA tarafından 2012 yılı Ağustos ayında restorasyonu tamamlanan türbe Türk ve Kosovalı yetkililerin katıldığı büyük bir törenle açıldı.
“TİKA Aracılığıyla Verilen Destek Dolayısıyla Minnettarız”
Kosova Başbakan Yardımcısı Hayredin Kuçi, Başbakan Yardımcısının ziyareti sırasında Türkiye’nin Kosova’nın kalkınması için bugüne kadar verdiği destek için teşekkür etti. Türkiye ile işbirliğinin kendileri için son derece önemli olduğunu ifade eden Kuçi, Türkiye’nin Kosova’yı tanıyan ilk ülkelerden biri olduğunu belirtti. Kuçi, Türkiye’nin Kosova’nın toprak bütünlüğüne olduğu gibi uluslararası platformlarda tanıtımında da güçlü bir şekilde desteklemeye devam ettiğini vurguladı. Türkiye ve Kosova arasında ekonomik ve kültürel alandaki başarılı bir işbirliği bulunduğunu kaydeden Kuçi, özellikle TİKA aracılığıyla verilen destek dolayısıyla minnettar olduklarını ifade etti.
Kosova’nın tüm komşularıyla bölgede barış ve iyi ilişkilerden yana olduğunu, bu konuda Türkiye, AB ve ABD’nin olumlu katkı sunduklarına işaret
eden Kuçi, Kosova’nın denetimli bağımsızlığının son bulmasında Türkiye’nin verdiği desteğin son derece önemli olduğunu belirtti.
TİKA Tarafından Kosova’da Restore Edilen Tarihi Eserlerin Tanıtım Toplantısı
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) Başkanlığı’nın Kosova’daki projelerinin tanıtımı amacıyla başkent Priştine’deki Svviss Diomand Otel’de düzenlenen toplantıya katıldı. Bozdağ toplantıda yaptığı konuşmada “TİKA’nın katkılarıyla restore edilen Osmanlı eserlerinin tarihi geçmişi oluşturduğunu söyledi. Kosova’da bulunan tarihi kültürel mirasın asırlara meydan okuyarak bugünlere kadar gelmiş olmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Bozdağ, bu eserlerin bundan sonra da yaşatılması ve restorasyonlarının yapılması için gerekli adımların atıldığını kaydetti. Tarihi eserlerin korunması ve restorasyonu konusunda işbirliğinin önemine işaret eden Bozdağ, “Bir milleti ayakta tutan en önemli şey onların kültürel kimlikleridir. Bizleri tanımlamada, tanıtmada ve yaşatmada bize kimlik ve şahsiyet kazandırmakta kültürel varlıkların tarihi geçmişimizde çok büyük önemi vardır. Esasen bu eserler, Kosovalıların buralarda ne zamandan beri yaşadıklarının, kültürlerinin ve kimliklerinin en büyük ispatıdır. Osmanlı eserleri, tarihi geçmişimizin Kosova’daki tapularıdır. Bu eserler Kosova’nın ve Kosovalılar’ın tapularıdır. Bu eserlere sahip çıkmak, buradaki güzellikleri yaşatmak aynı zamanda küftür turizmi açısından da çok önemlidir. Bu nedenle çok sayıda tarihi ve kültürel mirasa sahip Kosova, kültür turizminin çekim merkezi olabilir. Türkiye olarak bundan sonra da bu alandaki desteği artırarak devam ettireceğiz. Bu kapsamda Kosova hükümetinden gelecek teklifleri yerine getirmeye çalışacağız.” diyerek restorasyon çalışmalarının önemine dikkat çekti.
Bozdağ, bugüne kadar Kosova’da TİKA aracılığıyla kültürel mirasın yanı sıra ekonomik alanda da 3 milyon 200 bin avroluk çok sayıda projeyi hayata geçirdiklerini ve geçirmeye devam edeceklerini de bildirdi.
Osmanlı Eserlerinin Birleştirici Yönü
Kosova Kültür Bakanı Memli Krasniçi ise törendeki konuşmasında, Osmanlı eserlerinin Kosova için son derce önemli olduğunu belirtti. Bakan Krasniçi, Osmanlı tarihi ve kültürel eserlerin birleştirici yanı olduğuna dikkat çekerek, Türkiye’nin bu yöndeki destek ve katkıları ile TİKA’nın Kosova’daki çalışmalarını takdirle karşıladığını belirtti.
Toplantıda, TİKA’nın Kosova’da gerçekleştirdiği projelerden tarihi Fatih Cami, Sinan Paşa Cami, Yaşa Paşa Cami çevre düzenlemesi ve restorasyonu ile Gazi Ali Bey Hamamı restorasyonu projesi hakkında katılımcılara sunum yapıldı. Tanıtım toplantısına. Başbakan Yardımcısı Bozdağ ve Kosova Kültür Bakanı Memli Karnsiçi’nin yanı sıra Kosova’nın Türk kökenli Kamu Bakanı Mahir Yağcılar, Türkiye’nin Priştine Büyükelçisi Songül Ozan, Kosova İslam Birliği Başkanı Naim Tırnava, çeşitli milletvekilleri ile TİKA yetkilileri katıldı.
Kosova Sağlık Bakanlığı’na Ambulans Hibesi
Kosova’daki programını sürdüren Bozdağ, ziyaret programı doğrultusunda Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) projesi kapsamında Kosova Sağlık Bakanlığı’na hibe edilen 5 adet tam donanımlı ambulansın teslim törenine katıldı. Kosova Sağlık Bakanı Ferid Agani, törende yaptığı konuşmada, TİKA aracılığıyla sağlanan ambulans desteği için teşekkür etti. Agani, “Bu kutsal aydaki bu hediye, iki millet arasında asırlardan beri süregelen ve gelecekte devam edecek olan dostluğun bir nişanesidir” dedi. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ise ambulans hibe projesinin, Türkiye ve Kosova arasında sağlık alanında yapılan işbirliğinin somut örneklerinden sadece biri olduğunu ifade etti. Tam donanımlı ambulansların Kosovalılar’a hayırlı olmasını dileyen Bozdağ, “Umarım her aldıkları hastayı, hayatta kalması için bu ambulanslar önemli görev ifa edecek. Sıkıntının, çaresizliğin olduğu yerde, hastalığın olduğu yerde, sıkıntıyı çözecek, çare bulacak, devaya götürecek yere ulaştırmada bu ambulanslar önemli rol üstlenecek” dedi. Türkiye’nin sağlık alanında köklü değişim ve dönüşüm reformlarını hayata geçirdiğini belirten Bozdağ, bu reformlara Avrupa’nın, Amerika’nın ve dünyanın birçok ülkesinin gıptayla baktığını, kendi ülkelerinde de gerçekleştirmek için çaba harcadıklarını vurguladı.
Kosova Sağlık Bakanı Ferid Agani’yi, Türkiye’deki bu değişim ve dönüşümünü yakından takip ettiği ve Türkiye Sağlık Bakanlığı ile başta eğitim olmak üzere çok farklı alanlarda yaptığı işbirliği dolayısıyla kutlayan Bozdağ, “Türkiye olarak Kosova’nın sağlık alanında yaptığı, yapmak istediği her türlü projeyi destekliyoruz. Bu alandaki bütün gelişmeleri Kosova Sağlık Bakanlığı ile paylaşıyoruz. Yaptığımız teknik yardım da devam edecek” diye konuştu. Hibe edilen ambulansların Kosova halkına hayırlı olmasını dileyen Bozdağ, beş ambulansın anahtarlarını il sağlık müdürlerine teslim etti.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın Kosova programının son durağında Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı’nın (TİKA) tarafından restore edilen Alaaddin Medresesinin açılışı vardı. Başbakan Yardımcısı Bozdağ, burada yaptığı konuşmada sözlerine, “Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye’den 75 milyon kardeşinizin selamını getirdim” diyerek başladı.
Türkiye’nin, Kosova’nın her zaman, zor, kolay, acı ve mutlu günlerinde yanında olduğunu vurgulayan Bozdağ, “Türkiye, bundan böyle de Kosovalı kardeşlerinin yanında olacaktır” dedi. “Kosova’da bir kardeşimize diken batarsa, bizler Türkiye’de o acıyı hissederiz, mutluluğunu da paylaşırız” ifadesini kullanan Bozdağ, Kosova bağımsızlığını ilan ettiği gün Türkiye’nin 81 ilinde aynı anda Kosovalı kardeşleriyle aynı mutluluğu paylaştığını hatırlattı.
Türkiye’nin, Kosova’nın bağımsızlığını ilk tanıyan ülkelerden olduğunu vurgulayan Bozdağ, böyle bir yakınlığa sahip ülke olarak Kosova’nın daha fazla ülke tarafından tanınması ve uluslararası örgütlere üye olması için çaba sarf ettiklerini, Kosova’nın devlet olarak yapılanmasında, ekonomi, kültür ve siyaset alanındaki desteğiyle yanında olmayı sürdüreceğini ve bu kardeşliğin sonsuza kadar devam edeceğini söyledi. Kosova’nın denetimli bağımsızlığının sona ereceği 10 Eylül’de de, bu mutlu gününde Türkiye’nin yine Kosova’nın yanında olacağını vurgulayan Bozdağ, “Aynı tarih, aynı kültür, aynı din ve medeniyeti paylaşıyoruz. Aynı yolun yolcularıyız. Tarih, kültür eserleri ortak mirasımızdır. Bunlara birlikte sahip çıkmalıyız. Bugün açılışını yaptığımız medrese de geçmişteki değerleri kucaklayacak bir yer olacak” diye konuştu.
Gilan’da açılışı yapılan Alaaddin Medresesinin bir kandil olarak yeni nesle ışık tutacağını ifade eden Bozdağ, bu ışığın bu topraklarda hiçbir zaman sönmemesi temennisinde bulundu ve medresenin yapımında katkısı bulunan kurum ve kuruluşlara teşekkür etti.
“TİKA’nın Ayrı Bir Yeri Var”
Gilan Belediye Başkanı Ömer Dalku da bugünün Gilan için özel bir gün olduğunu söyledi. Türkiye’nin daima Kosova’nın yanında yer aldığını
belirten Dalku, farklı alanlarda katkıları için Türkiye’ye ve Türk yetkililere teşekkür etti. Gilan’ın Türkiye’deki kardeş belediyelerin katkılarıyla gelişmeye devam ettiğini söyleyen Dalku, TİKA’nın bu eserlerin hayata geçirilmesine çok özel bir payı olduğunu ifade etti. Medresenin açılışına katılan Gilan Müftüsü Mutafa Bayrami ve Kosova İslam Birliği Başkanı Naim Tırnava da teşekkür konuşması yaptı.
Konuşmaların ardından medresenin açılışını Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Kosova İslam Birliği Başkanı Naim Tırnava, Türkiye’nin Priştine Büyükelçisi Songül Ozan, ve Gilan belediye Başkan Yardımcısı Ömer Dalku ile beraber yaptı. Açılışın ardından Bozdağ ve beraberindekiler, medreseyi gezerek yetkililerden bilgi aldı.
Kosova’da TİKA Tarafından Yapılan Restorasyon Projeleri
Fatih Sultan Mehmed Han Camii (Camii Kebir)
Fatih Sultan Mehmed Han Camii, hicri 865/miladi 1460-61 yılında Fatih Sultan Mehmed Han tarafından inşa edilmiştir. Kitabe, caminin kapı kemeri üstünde, güzel mermer üzerine siyah boya ile 4 satırlık talik bir yazı ile yazılıdır. Kitabe 128×50 cm büyüklüğünde ve iki sütun halinde olup, kabartmalı değildir. Kitabenin manzum tarihin şairi Sadi’dir.
Erken dönem İslam sanat anlayışıyla inşa edilen Fatih Camii dış mimari güzelliğiyle ve iç kısmın estetik ve mimari uyum yönüyle döneminin bu açıdan çok seyrek ve eşine rastlanmayan örneklerinden biri sayılmaktadır. Büyük kare şeklinde kesme taşlardan inşa edilen cami sıvalı değildir. Camiin tek şerefeli minaresi de cami gibi sıvalı değildir. Minarenin gövdesi, kaidesi dair 12 genli bırakılmıştır.
Caminin ana kubbesi üçgenli kürevilerle oturtulmuştur ve fazla yüksek değildir. Kubbe kasnağı 12 genli olmasına rağmen, kasnak köşelerinde yer alan ve gayet temiz işçilikli kesme taş cepheleri caminin bu bölümüne apayrı bir güzellik vermektedir.
Son cemaat yerinin sütunları beşer parça köfekiden yığma olarak yapılmıştır ve 8 köşelidir. Camiye iki kanatlı ahşap ve çok eski bir kapıdan girilir. Son cemaat yerinin sağ ve sol tarafında iç mahfile ışık veren iki fil gözü üstlük pencere de yer almaktadır. Son cemaat yerinin kubbeleri de kürevi müseleslere oturtulmuştur. Kubbe altları canlı renklerin hâkim olduğu bitki yaprakları ve gül motifleriyle süslüdürler. Giriş kapısının, üstünde camiin güzel bir resmi çizilmiştir.
Fatih Caminin avlusu üçgen şeklindedir ve üç sokakla kesişmektedir. Caminin doğu cephesi yönünde Saat Kule, güney bölümünde ise aynı adı taşıyan Fatih Sultan Mehmed Han hamamı bulunmaktadır.
TİKA tarafından yapılan restorasyon çalışmaları kapsamında bir süre ibadete kapalı olan cami, restorasyon çalışmalarının Kasım 2010 tarihinde tamamlanması ile yeniden ibadete açılmıştır.
Sinan Paşa Camii (1204/1615)
Caminin kurucusu olarak bilinen Sinan Paşa’nın; Budim, Kars, Eğri ve Erzurum’un ardından, 1600-1601 ve 1608-1609 yıllarında Osmanlı İmparatorluğu’nun Bosna Valiliğini yapan bir devlet adamı olduğu bilinmektedir. Sinan Paşa’nın bu Camiyi ikinci kez Bosna Valisi olduğu 1608-1609 tarihleri arasında inşa ettirdiği düşünülmektedir. Çeşitli ihtilaflar olmasına rağmen Caminin inşaatının hicri 1024, miladi 1615 tarihinde tamamlandığı en kuvvetli ihtimaldir.
Bu tarihten çok önce 29 Kasım 1915 tarihinde Caminin üç kubbeli revakının (son cemaat yerinin) bir bomba patlaması sonucunda yıkıldığı ve bu sırada Caminin Kitabesinin de yok olduğu bilinmektedir. Cami 1948 yılında Prizren Kültür Anıtları Koruma Kurumu himayesine geçerek devlet tarafından koruma altına alınmıştır. Bundan dört yıl sonra 1952 yılından başlanarak Caminin duvarlarında diğer bölümlerde onarım işlerinin yapılmasına girişilmiştir. 1972 yılında duvar süslemeleri ve kubbe tamir işleri yapılan Caminin yapılan çalışmalar esnasında duvar resimlerinin kat kat oluşundan 18.yy’da bir tadilat gördüğü anlaşılmaktadır. Cami Şadırvan merkezinde zeminden 2.50 cm yüksekliği ile selatin camiler gibi yüksek bir kaide üzerine oturtulmuştur.
Sinan Paşa Camii minaresi bütün şehirdeki cami minarelerinden daha ince ve 42 metre yüksekliğindedir. Dört köşeli taş kaide üstünde yükselen minare tek şerefelidir ve girişi dışarıdandır. 14,50 metre çapı ve 20 metre yüksek kubbesi vardır. Mihrab alanın genişliği 5,20, uzunluğu da 6,20 metredir. Cami girişinin sağında ağaç parmaklı mahfili bulunmaktadır.
Mihrabın üst kısmında dört minareli bir caminin resmi vardır. Kenarlarında peyzajlar yer almaktadır. Mahfil sütunları yukarısında da Türk sanatı süslemelerine rastlanmaktadır. Bu süslemelerden kubbe merkezine doğru eski Arap hurufatıyla iki metre büyüklüğünde “Ayet-el Kürsi’ yazısı yer almaktadır. Ayet-el Kürsi harflerinin ince siyah renkte dal, yaprak ve çiçeklerle süslü olduğu da görülmektedir. Camiin kubbesinde Arapça Yazılmış sene 1038/1628 ve sene-i tamir 1096/1684-85 tarihlerini görebiliriz.
Caminin toplam büyüklüğü 3.126 m2 dir. (Cami 371 m2, avlu 2.755 m2) Cami etrafında türbe ve mezarlar yoktur. Cami etrafı taştan yapılmış duvarla çevrilidir.
TİKA tarafından yapılan restorasyon çalışmaları kapsamında bir süre ibadete kapalı olan cami, restorasyon çalışmalarının Temmuz 2011 tarihinde tamamlanması ile yeniden ibadete açılmıştır.
Vıçıtırın Gazi Ali Bey Hamamı
Gazi Ali Bey vakfı olarak bilinen ve Vıçıtırın şehir merkezinde bulunan bu hamam aynı adı taşıyan Gazi Ali Bey tarafından inşa edilmiştir. Kitabesi olmadığından dolayı inşa tarihi kesin olarak bilinmemekte olup, Gazi Ali Bey Camii gibi 1455 yılından hemen sonra inşa edildiğine düşünülmektedir.
Gazi Ali Bey Hamamı “Tek Hamam” olarak ve dikdörtgen şeklinde inşa edilmiştir. Tüm hamam moloz ve kesme taştan inşa edilmiştir.
Hamam kubbeli büyük bir soğukluk, bir ılıklık ve sıcaklıktaki 2 halvetten birleşmiş bir mimarî eseridir. Kubbe kasnağı sekizgendir. Kasnağa oturtulan kiremit çatılı kubbe pek yüksek değildir, yani sağırdır. Kasnak yönlerinde pencereler mevcut değildir. Hamamın sıcaklık kısmı da kiremit çatı ile örtülü iken, diğer üç kubbe kurşun kaplamalıdır. Kubbeler üstünde yer alan tepe camlarıyla hamama ışıklandırma sağlanmıştır.
Yaşar Paşa Camii
Yaşar Paşa Camii Priştine’nin tarihi bölgesinde bulunmaktadır. Camii, Fatih (Büyük) Camii ve Sultan Murat (Çarşı) Camii arasında olduğu için ayrıca Orta Camii olarak da bilinmektedir. Yaşar Paşa Camii, hicri 1250/1834 yılında, aslen Priştineli olan Üsküp Mutasarrıfı Yaşar Mehmed Paşa tarafından inşa edilmiştir. Giriş kapısı üzerinde bulunan kitabesi iyi korunmuş durumdadır. Siyaha boyanmış olan mermer üzerinde sarı renkte nesih ile yazılan kitabenin boyutları 115 x 40 cm’dir. Kitabesi iki ayrı taşa yazılıp yan yana konulmuştur. Caminin bütün görünüşüne uyum sağlayan kare esası daha büyük, duvarları ise daha küçük kesme taşlardan yapılmıştır. Camiin bütün dış duvarları, ön cephe hariç sıvalı değildir. Camii, son cemaat yeri, minare, küçük bir avlu ve şadırvandan oluşmaktadır. Camii önündeki yolun genişlemesi sırasında son cemaat yeri yıkılmış, yerine sekiz ahşap direğe oturak bir sundurma ilave edilmiştir. Yapının dış duvarları kesme taş olup, kubbesi kurşun ile kaplıdır. Kubbe ve kasnak yontu taşındandır.Üçgen şeklinde olan cami avlusu çok küçüktür. Avlu yalnız batı cephede demir parmaklı-taş duvarla sarılıdır. Camiyle birlikte avlunun büyüklüğü 200 m2’ dir. Avluda mezar ve mezar taşları yoktur.
Yanova Kasabası Murat Bey Camii
Murat Bey Camii, Priştine’ye yaklaşık 25 km mesafedeki Lipyan Belediyesi’ne bağlı Yanova Kasabasında bulunmaktadır. Yanova sakinleri tarafından “Çarşı Camii” olarak anılan Murat Bey Camisinin avlusunda yer alan kabir yazıtlarında bu mezarların miladi 1640 ve 1643 yıllarına ait oldukları görülmektedir. Bu da Çarşı Cami’nin bu yıllardan daha önce inşa edildiğini kanıtlamaktadır.
Cami Yanova’nın tam merkezinde köprübaşında yer almaktadır. Batı cephesi eski dükkânlarla sarılı iken yakın bir zamanda bu dükkânların kaldırıldığı görülmüştür. Kuzey cephede ise Jabitsa deresi, doğu ve batı yönünde ise cami avlusu yer almaktadır. Caminin kitabesi olmadığından dolayı, 17 y.y.’da inşa edildiği düşünülmektedir.
Cami avlusuna çok basit bir demir kapıdan girilir. Beton geçitten sonra camiyle birlikte aynı çatı altına alınan son cemaat yerine iki kanatlı ahşap kapıdan girilmektedir. Cami dıştan 16.00 x 10.00 metre boyutundadır. Dıştan sıvalı olup kiremit çatıyla örtülüdür. Dört yöne akıntısı olan çatının saçakları ahşap kaplı ve olukludur. Yuvarlak taş kaide üstüne yükselen minare kesme taştır.
Gilan Alauddin Medresesi
Kosova’nın Gilan şehrinde Başkanlığımızın desteğiyle Kosova’nın üçüncü Alauddin Medresesi (Türkiye’deki İmam Hatip Liseleri’ne benzer bir lisedir) inşa edilmiş ve bu sayede genel olarak Kosova’daki eğitim alt yapıları iyileştirilirken özelde ise dini eğitim alanında İslam Birliği’nin kapasite ve imkânları artırılmış, fiziki altyapıları iyileştirilmiş ve dini eğitim kurumları modern bir altyapıya kavuşturulmuştur.
Başbakan Yardımcısı ve beraberindeki heyet Kosova’daki temaslarının ardından 12 Ağustos 2012 tarihinde Türkiye’ye döndü.