Haberler

03 Ocak 2013

Bir Koca Sinan Eseri, Sokollu Mehmet Paşa Köprüsü (Drina Köprüsü) TİKA Tarafından Restore Ediliyor

435 Yıldır tarihe tanıklık eden, Tarihi Sokollu Mehmet Paşa (Drina) Köprüsü’nün restorasyon çalışmaları Başkanlığımız desteğiyle 2012 yıl sonu itibariyle başlıyor. Bosna-Hersek genelinde önemli restorasyon projelerine imza atmış olan Başkanlığımız Konjic Köprüsü’nün ardından ecdad yadigarı, bir Osmanlı köprüsünü daha restore ediyor. Türkiye Cumhuriyeti ile Bosna-Hersek arasında, Bosna-Hersek’ te bulunan, 2007 yılında Dünya Miras Listesine alınan, Sokollu Mehmet Paşa Köprüsü’ nün yapısal unsurlarının tespit edilmesi, restorasyon projesinin hazırlanması ve projenin uygulanması konusunda işbirliği protokolü Türkiye Cumhuriyeti adına TİKA ile Bosna- Hersek adına, Bosna-Hersek Tarihi Eserleri Koruma Komisyonu ve Vişegrad Belediyesi 24 Mayıs 2007 tarihinde imzalandı.

1571 ile 1577 yılları arasında Sokullu Mehmet Paşa tarafından memleketi olan Sokol köyünün yakınına, Mimar Sinan’a yaptırılan Drina Köprüsü, Bosna Hersek ve civarı Avrupa’daki köprü mimarisi örneklerinin en güzel ve sıra dışı olanlarından biri. Köprü, Bosna eyaleti ile Osmanlı İmparatorluğunun başkenti olan İstanbul arasındaki anayol üzerinde inşa edilmiş olup etrafındaki köy ve şehirlerin gelişmesinde anahtar rol üstlendi. Köprü günümüzdeki ününü kazandıran ise, bölgede yaşayan farklı etnik kültürel unsurlar arasındaki ilişkileri son 350 yılını Drina Köprüsünün tanıklığıyla aktaran ve yazarı İvo Andriç’e Nobel ödülü kazandıran 1961 yılında yazılan ‘Drina Köprüsü’ isimli romanıdır.

Bosna savaşı sırasında herhangi bir saldırıya maruz kalmamasına rağmen köprüde, araç trafiğinin yoğunlaşmaya başladığı dönem olan 1900’lü yılların başlarından köprüdeki araç trafiğine yasaklandığı yıl olan 2003 yılına kadar maruz kaldığı yoğun yüklenme ve bu dönemde yaşanan savaşlar sırasında yaşadığı yıkımlar sonucunda önemli hasarlar meydana geldi. Bu dönemde köprü 1949-1960 yılları arasında köklü bir restorasyondan geçirilmiş ve savaşlar sırasında yıkılan kısımlar Yugoslavya hükümeti tarafından yaptırıldı.

1966 yılında köprünün mansap bölgesinde, 1989 yılında ise köprünün menba kısmında yapılan iki hidroelektrik santral köprünün üzerinde bulunduğu akarsuyun taban rejiminin değişmesine ve köprü temellerinde ciddi hasarlar meydana gelmesine sebep oldu. Ayrıca bunların baraj göllerinin köprü civarındaki su yuksekliğini arttırması köprünün estetik güzelliğini kaybettirdi. Bu sıkıntıları aşmak ve köprünün rampasını yeniden inşa etmek amacı ile 1992’de başlayan çalışmalar ise savaş nedeniyle hiçbir zaman bitirilemedi.

Bosna Hersek Ulusal Anıtları Koruma Komisyonu tarafından Ulusal Anıtlar listesine alınımış olan Köprü yine aynı komisyonun önerileri doğrulturunda 2003 yılından bu yana trafiğe kapatıldı.

Osmanlı İmparatorluğu’nun en parlak döneminde 3 padişaha vezirlik yapan Sokollu Mehmet Paşa tarafından, Mimar Sinan’ a yaptırılan köprü, hem teknoloji tarihi, hem de dünya kültür tarihi açısından, sağlamlaştırılarak korunması, yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması büyük önem taşıyor.

Sokollu Mehmet Paşa Köprüsünün Künyesi

● Köprünün Adı :Sokollu Mehmet Paşa Köprüsü

● Köprünün Bulunduğu Yer :Bosna-Hersek / Vişegrad

● Köprünün Yapım Tarihi : M.1571-1577

● Köprünün Yapım Dönemi :Osmanlı Dönemi

● Köprüyü Yaptıran :Sokollu Mehmet Paşa (1505-1579)

● Köprünün Mimarı :Mimar Sinan (1489 – 1588)

Sokollu Mehmet Paşa Köprüsünün Yeri, Konumu ve Tarihçesi

● Köprünün bulunduğu Vişegrad şehri Sırp Cumhuriyeti’nde bulunuyor. (Bosna Hersek Devleti 1995 Dayton Anlaşmasından sonra Bosna Hersek Federasyonu ve Republica Srpska-Bosna ve Hersek Sırp Cumhuriyeti şeklinde iki bölgeye ayrılmıştı.) Vişegrad şehir merkezinde yer alan köprünün üzerinde bulunduğu Drina nehri, Tara ve Piva nehirlerinin birleşmesi sonucu Sava Nehri’ ni oluşturur ve oradan da Karadeniz’e dökülür. Osmanlı döneminde küçük bir kasaba olan Vişegrad, İstanbul’dan Saraybosna’ya giden yol üzerinde son derece önemli bir konuma sahip olduğundan, devletin özel ilgisini görmüş, kısa zamanda gelişmiş ve Osmanlı değerlerini taşıyan bir şehir haline geldi.

● 15.yy. da Vişegrad, Bosna Sancağı’ na bağlı Pavli vilayetinin kadılık merkezi oldu. Vişegrad, 15. yüzyıldan 19. yüzyıl ikinci yarısına kadar Osmanlı imparatorluğu sınırları içinde kalmış ve Sokollu Mehmet Paşa tarafından bayındır hale getirildi.

● Sokollu Mehmet Paşa Vişegrad’ da , köprü ile birlikte han, hamam, imaret, cami, dükkan cami gibi eserler yaptırdı. Ancak Sokollu Mehmet Paşa’ nın köprü dışında diğer eserleri günümüze kadar ulaşamadı.

● Köprüye ait en eski resim, 1873 yılına ait.

● Bu resimde nöbetçi kulübesi, hanın giriş kapısı ve cami görülüyor.

● Osmanlı Döneminde köprünün seyir sekisi üzerine ahşap bir nöbetçi kulübesi yapılmış, geçiş güvenliğinin ve gümrük işlemleri burada gerçekleştirildi.

● Bu kulübe 1886 yılında kaldırılmıştır. 1896 yılında meydana gelen taşkında, kitabe köşkünün zemininden, 1,60 m yükseğe kadar su yükseldi. Bu taşkında köprünün korkulukları tamamen yok olmuş ve köprünün bazı kısımları zarar gördü. Daha sonra bu korkuluklar yeniden yapıldı. Zamanla ve özellikle su taşkınlarından dolayı köprünün temelleri zayıfladı ve oyuldu.

● Avusturyalılar 1908-1909 yılında köprünün ayaklarında meydana gelen bozulmalar ve onarımı için proje hazırladı. 1911 yılında revizyonu yapılan projeye göre, 3,4,5,6,7. ayakların onarımları yapıldı. 1914 de, Avusturyalılar, Vişegrad’ dan Rogatica’ ya doğru çekildi ve bu sırada Sırp askerlerinin köprüden geçişini engellemek için, 1911 yılında yerleştirdikleri patlayıcıları patlatarak Köprünün bir ayağını yıktı. 1915 yılında, Avusturya askerlerinin baskısı sonucu, Sırp askerleri geri çekilirken bir ayağı daha yıktı. Memba tarafından bakıldığında, 3. ve 4. ayaklarla birlikte köprünün 3. 4. ve 5. kemerleri yıkıldı. Avusturyalılar stratejik önemi olan bu geçişi sağlamak için hızlı bir şekilde, 1914-1915 de yıkılan kısma, çelik konstrüksiyonlu bir köprü inşa etti. Bu yapılan çelik köprü 1939’a kadar kullanılmış. 1939-1940 yılları arasında, çelik köprü kaldırılarak, köprünün yok olan kısımlarının yenileme çalışmaları yapıldı. (tarihi resimleri kullanalım lütfen.)

● Rekonstrüksiyon projesi Saraybosna’da yapılmış. Köprünün inşaatını Saraybosna’ da faaliyet gösteren Adam Till şirketi üstlendi. Onarımda köprünün ilk yapıldığı dönemde kullanılan taş ocağından, taş tedarik edildi. Devlet Müzesi’nde bulunan her iki kitabenin rekonstrüksiyon çalışmaları yapılarak yeni kitabeler yerine konuldu.

● II. Dünya Savaşı sırasında, 1943 yılında, Almanlar geri çekilirken köprüyü bombalamış. Köprüde bu sefer daha büyük çaplı bir hasar meydana geldi.

● Köprünün bu hasarda 3. 4. 5. ve 6. ayaklarıyla birlikte kemerleri, kitabe köşkü ve seyir terası da yok oldu.

● Daha sonra yıkılan kısımda geçişi sağlamak üzere, çelikten basit bir köprü yapıldı. 1949 da köprünün yıkılan ayaklarının rekonstrüksiyonuna karar verilmiş, projesi mühendis Weber tarafından Bosna-Hersek Proje Enstitüsü’nde yapıldı. 1952 de köprünün retorasyonu bitirilmiştir. Yenilenen ayakların iç kısımları betonarme olarak tasarlandı. Köprünün yenilenen kısımlarında, Banja ocağından alınan sedra taşı kullanıldı. Bu dönemde köprü üzerinden geçen elektrik ve telefon hatları döşeme altına alındı. 1951 de, Bosna-Hersek Kültür, Tarih ve Doğa Mirasını Koruma Enstitüsü tarafından çıkarılan 1099/51 sayılı yasa gereği köprü devletin koruması altına alınmış.

● 1960 yılında köprüden rampaya dönüldüğü yerde, taşıt trafiğini rahatlatmak amacı ile bir geçiş yapıldı. Köprünün bu kısımda korkulukları kaldırılarak, betondan karşı yola ek bir tasarlandı.

● Köprünün Mansap Tarafına Bajina Başta hidroelektrik santrali inşa edildi. Yatırımcı normal su kotunun 290 metre, maksimum su kotunun ise, 292,5 metre olacağını bildirdi. Barajın inşası için 1961 yılında izin verilmiş ve barajın yapımı 1966 yılında bitirildi.
 
● Mansap tarafına yapılan barajdan sonra, köprünün memba tarafına 1989 yılında elektrik üretmek amaçlı bir baraj daha inşa edildi.

● 1991’de Bosna-Hersek Kültür, Tarih ve Doğa Mirasını Koruma Enstitüsü tarafından geliştirilen bir tasarım projesi ile rampa yeniden düzenlendi.

● 2003 yılında köprü taşıt trafiğine kapatıldı.

2004 yılında köprü ayaklarında hasar tespit çalışması yapıldı.

● 2007 yılında, köprü UNESCO Dünya Miras Listesine girdi.

● 2007 yılında yapılan protokol gereği köprüde çalışmalara başlandı.

● Bu kapsamda 2007- 2008 yıllarında, Köprüde kullanılan malzemeler ve özellikleriyle, köprü alanının topografyası, jeolojik durumu, nehirle ilgili hidrolojik araştırmalar ve köprünün ayakları ile ilgili çalışmalar, Cemal Biyediç Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Fakültesi’ ne yaptırıldı.

Köprü Hakkında Bilgiler

● Güney-doğu tarafından Drina‘yı geçmeye başlayan köprü, karşı sahile varınca dik bir açı yaparak kuzey-doğuya döner ve tek bir kemerden geçerek bir rampa aracılığı ile arazi kotuna ulaşır. Köprünün, iki kısım halinde inşa edilmesinde arazinin topografik durumunun etkisi olmuştur. Böylece köprü, plan olarak “L” harfi biçimini almış. Köprüye dik girişin, savunmayı kolaylaştıran bir başka özelliği olduğu da belirtilebilir. Köprünün rampa bitiminde ise, 3 kemerli ayrı bir köprü bulunuyor.

● İki uçtan merkeze doğru hafifçe yükselen bir biçimde inşa edilmiş olan köprünün nehir üzerindeki uzunluğu 179.42 m. dir. Dik bir açı ile karaya bağlanan rampa kısmı ise, 49.18 m. Köprünün, üç sıra halindeki taş malzemeli korkuluklar arasında kalan serbest genişliği ortalama 6.00 m, korkuluklarla beraber ise ortalama 7.20 m.

Sokollu Mehmet Paşa Köprüsü, farklı genişlikteki sivri kemerlerin oluşturduğu, 11 adedi köprüde, bir adedi ise rampada olmak üzere, toplam 12 kemerden meydana geliyor. Nehir içinde kalan 10 kemer birbirlerine yakın ölçüde. 11. kemer ise diğerlerinden daha küçüktür. Ortadaki en büyük kemerin açıklığı 14.74 m. dir. Kemer yüksekliği ise 8.37 m.

Uzunluğu köprüye yaklaşım rampası ile beraber 299 metre , genişliği ise 7.20 metre. Köprü toplam 12 kemerlidir. Drina Nehri 11 kemerle geçilmiş, rampasında ise, 1 kemer daha bulunuyor.

Sonraki Haber

Kalkınma İşbirliği Projelerinde Yeni Bir Ülke: Gabon

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 6-8 Ocak 2013 tarihleri arasında Orta Afrika ülkelerinden Gabon’a düzenlediği ve geniş bir heyet katılımıyla gerçekleştirilen resmi ziyaret Gabon tarihinin en büyük diplomatik ev sahipliği anlamına da geliyor. Bu gezi boyunca...